Adım Rüksan…

Adım Rüksan. Gül zamanı doğmuşum. Annem öyle diyor en azından. Ben; gül zamanı, kardeşim Enver; harman zamanı, ablam Ayfer; kara kış…
Herkesin birbirine burcunu sorduğu ortaokul yıllarımda defalarca dönüp dönüp sordum doğduğum günü anneme, babama, dayıma. Acaba o zamana kadar akıllarına gelmeyen bir şey hatırlarlar mı, ne bileyim bir yerden yıllardır göz ardı edilmiş bir ipucu çıkar mı diye, ama hep aynı cevapla karşılaşıp durdum. Hatta bir kere yengemlerden döndüğümde Ayfer; “Ebe Esma içeride” dedi de ona da sorayım diye koştururken bayramlık beyaz elbisem sandalyenin köşesinden çıkan çiviye takılıp yırtılmıştı. Ne üzülmüştüm… Hangi bayramdı o? Hani bir kere çok büyük kuraklık olmuş, iki kere ekin ekilmişti ya, o bayramdı işte. Yağış olmayınca kuşlar bütün tohumları yemiş, dayımlara bir kere daha tarlayı sürüp ekim yapmak düşmüştü. Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu o bayram, herkes mutsuzdu. Bir tek biz mutluyduk; çocuklar. Yine sabah erkenden bayramlıklarımızı giymiş, bir sürü akraba eli öpüp harçlık toplamış, karnımız ağrıyana kadar şeker yemiştik.
Bir sefer de, çok şeker çikolata yemekten hasta olmuştum, o bayram mıydı yoksa?? Yok yok. Amcam Almanya’dan geldiğindeydi o, bir yaz başı. Daha hazirandı ama çok sıcaktı. Hani şu “Son elli yılın en sıcak yazı” dedikleri yaz. Amcamın getirdiği şekerlerin, çikolataların hepsini bir gecede mideme indirmiş, doktorluk olmuştum. Ertesi gün halamın çocukları gelecekti, onlarla bölüşmemek için yedim hepsini. Hiç de pişman olmadım.
Pişmanlık demişken, en büyük pişmanlığım Arifle kaçıp evlenmekti galiba. İnsanın burnunu sızlatacak kadar soğuk bir kış günü kaçtık Arifle, sanki güneşli günler çuvala girmiş gibi. Sanki kaçmasaydık Arif kaçacakmış, çok taliplisi varmış, bulunmaz bir oğlanmış gibi. Ne zamandı? Hani bir kere öyle çok kar yağmıştı ki yollar kapanmıştı ya; çocuklar on beş gün boyunca okula, hastalar doktora gidememişti. Yerle gök birbirine karışmış, her taraf beyaza kesmişti ya, muhtar Sadık amca -ki seksenlerindeydi herhalde o zaman- “Ben ömrümde böyle kar görmedim” demişti ya, işte o kış. İşte o kış veda ettim köyüme, bayramlıklarıma, çocukluğuma.
Adım: Rüksan.
Burcum: Gül zamanı.
En sevdiğim renk: Şeker pembesi.
En sevmediğim renk: Kar beyazı.
En sevdiğim yiyecek: Alman çikolatası.
En özlediğim şey: Çocukluğum…
İpek Danış