Soluğun Mucizesi

“” Sana söylemediler mi?” diye sordu. “Oyun sahnelenmeyecek. Son anda iptal edildi.” “Peki ya prova?” dedim. “Bunca prova boşa mı gidecek? Gerçek hayatıma ne zaman sıra gelecek?” Yanımdan uzaklaşırken, “Başka hayat yok,” dedi. “Hepsi buydu işte. Sen ne sanmıştın?””
“Soluğun Mucizesi” Çağdaş Yunan Edebiyatının önemli yazarlarından Dimitri Sotakis’in yazdığı, baskısı 2014 yılında Delidolu Yayınları tarafından yapılan bir roman.
Kitabımızın anlatıcısı, aynı zamanda da hikâyenin kahramanı, işsizlikten ve parasızlıktan bunaldığı bir zamanda tuhaflık derecesinde kolay bir iş bulur. Evine belirli aralıklarla mobilya sevkiyatı yapılacak, bunun karşılığında da dolgun bir maaş alacaktır. Ondan tek beklenen evde olması ve sevkiyatları kaçırmamasıdır. Kahramanımız hem sevgilisiyle beraber yaşamayı hayal ettiği evi almak hem de girdiği maddi darboğazdan kurtulmak için işi kabul eder. Ancak zamanla sevkiyatların sıklığı artar, ondan sürekli evde olması beklenir ve ev neredeyse yaşanamaz hale gelir. Bu iş hem onun psikolojisini hem de arkadaşlarıyla, annesi ile olan ilişkilerini etkiler. Bir süre sonra düşle gerçek birbirine karışır, yeri daraldıkça hayata ve yaşamaya dair bakış açısı da değişir.
Soluğun Mucizesi bir yandan modern insanın tüketim çılgınlığına, eşya ile olan ilişkisine odaklanırken bir yandan da sistemin hayatlarımızı nasıl ipotek altına aldığını yüzümüze vuruyor. İşin en iç acıtıcı noktasıysa buna kendimizi rahat, güvende hissetmek uğruna bizim izin verişimiz. Roman günümüz insan ilişkilerine de ayna tutuyor. Kahramanımızın yeri daraldıkça sevgilisi ve en yakın arkadaşı ile ilişkileri bozuluyor. Her iki taraf da birbiriyle empati kuramaz hale geliyor. Kahramanımız kendini dış dünyaya kapatıp sadece kendi dertlerini anlatırken ve anlaşılmayı beklerken arkadaşları da bunların önemsiz olduğu, dış dünyada olan gelişmelerin her şeyin önüne geçtiğini düşündükleri bir yere sürükleniyor. Tam da hayatın içindeki gibi; kimsenin kimseyi anlamaya niyeti de vakti de yok yani. Bir de hikâyede beni en yakalayan nokta kahramanımızın yeri daraldıkça, verdiği karardan vazgeçmemek adına kendi kendisine bulduğu teselliler, bahaneler oldu galiba. Hepimiz biraz öyle değil miyiz?
“Soluğun Mucizesi”; yaptığı sistem, insan eleştirisi ve bunu yapmak için seçtiği yolla beni etkiledi, fikri ilginç buldum ve kitabı bir günde bitirdim. Siz de kendinizle, içinde dönüp durduğumuz sistemle yüzleşmek isterseniz bu çizgi dışı romanı okumanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar…
İpek Danış