
Similar Posts

Filtresiz Zamanlar…
Fotoğraf makinelerinin bu kadar net çekim yapamadığı, içinde bulunduğumuz ana dair her ayrıntının görünmediği zamanları özlüyorum galiba. Kiminin gözü açık kiminin kapalı, kiminin yamuk yumuk çıktığı ama herkesin gerçekten içinde bulunulan o çok eğlenilen anla ilgilendiği zamanlar. Gözümüzün etrafındaki çizgilere değil, ne kadar mutlu göründüğümüze dikkat ettiğimiz zamanlar. Büyük büyük, hatta gözlerimizden yaşlar gelene kadar…

Vazgeçmek özgürlüktür…
Vazgeçmek özgürlüktür. Yürümeyen bir ilişkiden vazgeçmek, size iyi gelmeyen bir arkadaşlıktan, kendinizi ait hissetmediğiniz bir işten, diken üstünde olduğunuz bir ortamdan. “Çok emek verdim, çok şeyi geride bıraktım, ne fedakarlıklar yaptım” demeden. Amasız, fakatsız… Tam da zamanında. Daha fazla emek vermeden, daha fazla yıpranmadan, daha fazla kendinden uzağa savrulmadan. Kabullenişle, sakince… İpek Danış

Biliyorum, Üzersin Beni…
Bir yaz akşamüstü, Karaköy’de eski bir balıkçıdayız. “Orada buluşalım” dememe rağmen “Olmaz, beraber gidelim, ben seni yedide alırım” diyor. Zar zor Tünel çıkışı buluşmaya ikna ediyorum. Üzerimde beyaz şifon gömleğim, altında kot pantolonum. Yaza yakışıyor beyaz. Bir de uzun ara verilmiş, ‘belki bu sefer’ niyetli buluşmalara. Ayağımda topuklu sandaletlerim. Rahat edemiyorum, üzerlerinde pek iyi yürüdüğüm…

Rüzgâr Yüzünden…
Bazen bir şarkıdır düşüren seni yollara. Bir anda kendini kilometrelerce ötede, köpüren gri dalgaları seyrederken bulursun. Az ötede duran, “Beni mi çekiyorsun sen” diye gülümseyen sevgili, yok artık… Oysa daha birkaç ay önce, el ele yürümüşsünüzdür o kumsalda. Saçlarınız uçuşurken, deli rüzgârın sesinden birbirinizi duyamamışsınızdır. “Seni seviyorum” demiştir belki de, rüzgâr yüzünden sana ulaşamamış, havada…

Alışmak Sevmekten?…
Alışmak Sevmekten?… Ne tuhaf… Birileri hayatına adım attığında önce yadırgıyorsun, sonra paylaşıyorsun, gülüyorsun, seviyorsun, sevişiyorsun, onun sevdiklerini sevmediklerini belliyorsun, varlığına alışıyorsun. Sonra o gidiyor. “Olamaz” diyorsun. Her şey o kadar onun üzerine kurulmuş oluyor ki onsuz bir hayata alışamam sanıyorsun. Aylar geçiyor, belki yıllar. İlk zamanlar günün her anında aklına geliyor. Sonra bir kahve kokusunda,…